Mars 18, 2016
Par Kedistan
1,170 visites

Geçen hafta Strazbourg’tan arkadaşlarım gelmişti. Biri hariç hepsi öğrenci. El Khomri Yasa Tasarısını, OHAL’i, Fransa’nın askeri operasyonlarını, göçmenleri, AB’nin göçmenlerle ilgili Erdoğan ile yaptığı pazarlıkları tartışıyoruz. Sur, Cizre ve Ankara katliamlarını konuşuyor, Türkiye’de üç askeri darbeye, yıllardır süren savaşa rağmen, güçlü bir savaş karşıtı ve antimilitarist hareketin yokluğu üzerine kafa yoruyoruz. Bu arkadaşlardan bazıları ile 2006’da CPE’ye karşı birlikte mücadele etmiş, 2009’da ise üniversitelerin özerkliği ile ilgili hazırlanan LRU yasasının geri çekilmesi için birlikte üniversite işgaline katılmıştık. CPE’de sağcı hükümet geri adım atmak zorunda kalırken, LRU döneminde iki aydan fazla süren işgal eylemlerine, protesto yürüyüşlerine rağmen, hükümete geri adım attıramamıştık. İlkinde biz, ikincisinde hükümet kazanmıştı.

« Yasa çekilinceye kadar grev »
Sorbonne Üniversitesi

CPE döneminde (2006), güçlü bir toplumsal harekete rağmen, bir yıl sonra yapılan başkanlık seçimlerinde Sarkozy iktidara gelmişti. Beş yıl boyunca Erdoğanvari politikalar uygulayan Sarkozy’ye partisinden bile başkaldıranlar olmuştu. Sarkozy’den bıkan insanlar, 2012’de yapılan seçimlerde Sosyalist Parti adayı François Hollande’ye oy verdiler. Hollande, 60’a yakın seçim vaadinden sadece bir tanesini tuttu. Geri kalan vaadlerin hiçbirini tutmadığı gibi, sağcı hükümetlerin cesaret bile edemediği politikalar uyguladı. El Khomri yasası bunların sonuncusu ve en önemlisi.

El Khomri

« Gece sevişmek içindir,
çalışmak için değil « 

9 Mart’ta 500 bin civarında insanın katıldığı protesto yürüyüşünden sonra hükümetin bazı küçük değişiklikler yapacağını önceki tecrübelerimizden biliyorduk zaten. Öyle de oldu. Sendikalardaki kafa karışıklığını çok iyi gören hükümet, İş Mahkemeleri, 12 saate kadar çalışmayı öngören maddelerde değişiklik yaptı. Hükümet kendince ufacık bir zafer kazandığını sanıyordu, çünkü « sosyal diyalogtan » yana olduğunu söyleyen ve başından beri greve sıcak bakmayan bazı sendikalar, 17 Mart’ta eylem çağrısı yapmadılar. Yapılan bu küçük değişiklikler yasa tasarısının kabul edilir olduğu, sanki sorun sadece bu yasalarmış anlamına gelmiyor. Başından beri öğrencilerin, çalışanların, işsizlerin, göçmen işçilerin genel talebi yasa tasarısının şartsız iptali ya da geri çekilmesiydi. Üniversiteliler, liseliler, işsizler, bazı sendikaların da desteğiyle dün, yani 17 Mart’ta, yine greve giderek sokaklara çıktılar, yapılan değişikliklere rağmen El Khomri Yasasının kabul edilemeyeceğini ve derhal iptal edilmesi gerektiğini ifade ettiler.

el khomri 17 mart yuruyusu

17 Mart’ta yapılan yürüyüşten bir kare (Paris)

17 Mart sabahından itibaren, üniversiteler ve liseler bloke edildi; polis birçok yerde öğrencilere saldırdı. Yeri gelmişken belirmek isterim ki, üniversiteliler ve liseliler, günler öncesinden hazırlıklarına başlamışlardı zaten. Öğrenciler, 17 Mart öncesi toplantı çağrıları yaparken, işçiler, prekerler, işsizler ve değişik sektörlerde çalışan işçilerle birlikte,  tabandan gelişen bir toplumsal hareket inşa etmeye çalışıyorlar. Büyük sendikalara güvensizlik, hükümetin sözde sosyalist olması ve insanların bir şekilde hala buna inanıyor olması, özelikle öğrencileri ve bu büyük sendikaların farklı sektörlerinde örgütlü işçileri, böyle bir önlem almaya itiyor. Hükümet, toplumsal muhalefeti bölmeye çalışırken, gençler, etkili vuruş yapmak için, Bourdieu’nun da belirttiği gibi akademisyenleri, sendikaları ve toplumsal hareketleri bir araya getirmeye çalışıyorlar. Elbette bu, şirket gibi işleyen sendikaları, toplumsal anlamda farklılaşan, bürokratikleşen ve işçilere yabancılaşan sendika yönetimlerini eleştirmedikleri anlamına gelmiyor.

el khomri

Saint-Denis. Üniversitesi (Paris 8)

Öngörüldüğü gibi, 17 Ekim sabahı üniversite çalışanları, öğrenciler ve liseliler okullarını işgal etme kararı aldılar.

el hkomri

İşgal edilen Helene Boucher Lisesi

Bazı üniversiteler üniversite yönetimi tarafından kapatılırken, bazıları ise öğrenciler tarafından bloke edildi, grev çağrıları yapıldı ve  öğrenciler toplu bir şekilde yürüyüşe katıldılar. Polise göre 150, sendikalara göre ise 200 civarında lise bloke edildi. Polis, Paris’te yürüyen liselilere saldırdı. Aynı şekilde, Strazburg’ta polis yürümek isteyen öğrencilere saldırarak beşini yaraladı.

el khomri

Saldırıya uğrayan Sorbonne Tolbiac Üniversitesi öğrencileri

Charlie Hebdo ve 13 Kasım saldırıları, OHAL uygulaması ve COP21 iklim zirvesi sırasında demokrasinin tamamen rafa kaldırılması bir yana, sosyalist hükümetin, OHAL yasalarını kullanarak toplumsal muhalefeti bastırmaya çalıştığını söylemek kesinlikle abartılı olmayacaktır.

el khomri

« Ne Çalışma Yasası, Ne Polis Devleti » (Lyon)

Terör bahanesiyle, toplumsal muhalefeti hedefleyen Hollande ve sosyalist hükümet, daha önce sağ hükümetlerin cesaret bile edemeyeceği reformlar hazırlayarak öncellerinin yarım bıraktığı politikaları tamamlamak istiyor. Böyle olduğu için, zaten işsizliğin giderek çoğaldığı, prekaritenin ve esnek çalışmanın yaygın olduğu Fransa’da, işçiler, işsizler, gençler, göçmen işçiler, kendi aleyhlerine olan bu yasanın iptali için sonuna kadar gitmekte kararlı görünüyorlar.

Strazburglu arkadaşlarla tartıştığımız gibi, savunma pozisyonundan çıkıp « saldırı » poziyonuna geçmek zorundayız. Bir taraftan halihazırda varolan kazanımlarımızı korurken, diğer yandan iş saatlerinin kısaltılması, asgari ücretin artırılması, OHAL’in kaldırılması vb.  talepleri güçlü bir şekilde dile getirmek zorundayız.

İnsanlar, özelikle El Khomri Yasa Tasarısı’nın kendilerine dayatılan bir toplum projesi olduğunun farkındalar. Bunun için de yasaya « Çalışmak için yaşamak iştemiyoruz, 19. yüzyıla dönmek istemiyoruz, MEDEF-PS (Patronların sendikası ve Sosyalist parti) projesine hayır!” gibi sloganlarla karşı çıkıyorlar.

Sonuç olarak, 17 Mart’ta Fransa genelinde 150 bin genç (üniversiteli, işsiz, liseli…) sokaklara döküldü. Birkaç örnek vermek gerekirse, Rennes’de 12 bin, Lyon’da 10 bin, Toulouse’de 6 bin kişi El Khomri yasasına karşı yürüdü. Gençler, 24 Mart’ta üniversiteleri ve liseleri işgal etme ve işgalleri yayma çağrısı yaparlarken, sendikalar ve yasaya karşı çıkan siyasi örgüt ve gruplar da 31 Mart’ta yapılacak olan genel greve hazırlanıyorlar. Daha önceki yazımda da söylediğim gibi, Fransa’da bahar yaklaşan isyanı muştuluyor. 31 Mart’ta görüşmek üzere.

Cem Akbalık
Paris


Kedistan’ın tüm yayınlarını, yazar ve çevirmenlerin emeğine saygı göstererek, kaynak ve link vererek paylaşabilirisiniz. Teşekkürler.
Vous pouvez utiliser, partager les articles et les traductions de Kedistan en précisant la source et ajoutant un lien afin de respecter le travail des auteur(e)s et traductrices/teurs. Merci.



Source: